hesabın var mı? giriş yap

  • zafer işaretinin 2 rakamını değil de ingilizcedeki victory kelimesinin baş harfini anlattığını öğrenmiştim lisedeki ingilizce öğretmenimden. yaşadığım aydınlanmayı anlatamam. cidden çok şaşırmıştım. 3 gün yataktan çıkmadım, sadece avakadoyla beslendim. zaten hep şüphelenirdim kendi kendime, "2 ne alaka lan" derdim. biliyordum bi şey olduğunu.

  • her an gökyüzünde 2 güneş görmeye başlayabiliriz.

    orion takım yıldızı'nda bulunan betelgeuse adlı yıldız ömrünün sonuna gelmiş. şuanda bir kırmızı dev olan yıldızın her an patlayabileceği öngörülüyor. ve bu süpernova patlaması gerçekleştiğinde en az 2 hafta kadar gökyüzünde ikinci bir güneş gibi görülebilecek. öyle ki patlamayla yayılan ışık sayesinde dünya'nın bazı bölgelerinde geceler daha aydınlık olacak ve gündüz aydınlığı 2-3 saat kadar uzayabilecek. tabi dünya'dan yaklaşık 643 ışık yılı uzakta olan yıldızın patladığını şuan görsek anlayacağız ki aslında bundan 643 yıl önce, 1369 yılında patlama gerçekleşmiş ama ışığı bize ancak ulaşmıştır. hayat ne tuhaf yıldızlar falan.

  • sozluge yazmayali 2 ay olmus ondan once de belki 1 sene olmustur. hala okuyorum arada gordugum yanlis bilgi varsa mesaj atiyorum.

    bugun debeye giren ataturk hakkinda bir entry vardi. bilmeyenler varsa numarasi burada ##64008141

    uzmanligim oldugu icin haiti baskani hakkinda yazdigi kismi duzeltmek icin mesaj attim yazar sahibine. kisaca haitide yasadim bu bilgi dogru degil diye bir sey yazdim. yazarin verdigi cevap baskanin yaveri miydin, cok bilmis gibi bir sey.

    zamaninda che guevara icin oldugunde cantasindan nutuk cikti diye bir yalan dolaniyordu. zamaninda ataturkun bir fotogragi icin bu fotografta 50 baskan 30 kral var bir tek o dikkat cekiyor diye bir yanlis bilgi daha vardi. hala arada goruyorum bunlari yapmayin etmeyin zaten ataturk'un buna ihtiyaci yok diye mesaj atiyorum. bence bunlar kasitli olarak itibar dusurmek icin yapiliyor.

    haiti konusuna gelince eski baskanlarin olum dogum tarihleri burada yaziyor. zaten 96da olen yok hayir olse bile bu adamlarin mezarlarinda boyle bir sey yazdigina dair tek kanit getirin gidip mezarin fotografini cekip geleyim.

    https://en.wikipedia.org/…f_heads_of_state_of_haiti

    bu tip hareketlerin tayyip konyada uzay ussu kurdu diyen adamlarin yaptigindan farki yok. 30 sene sonra putinin son sozleri beni tayyipin yanina gomun diye bir bilgi cikarsa bunlari hatirlayin. ataturk'un yaptiklarinin yaninda haiti baskanlarinin ( bu adamlarin alayi bos belestir ulkenin en fakir 4. ulke olmasinda hepsinin tek tek katkisi vardir ) sozlerinin hic onemi yok. bunlarin takdirine ihtiyaci da yok.

    son olarak debeye girince kendini nobel odulu almis sanan yazar lafim sana. sen ataturkun yaveri miydi ? yalan bilgileri copy paste yapip bir taraftan da seni duzgunce uyaranlara laf atiyorsun. huloooog secmeninde farkin yok sadece safin farkli.

    #64013707 soyle bir entry var diger yanlis bilgililer icin yine tek mactan yatan adam bilgilendirdi. eksi seyleri suzme bilgilerin oldugu bir yer saniyordum. anladigim kadariyla, en begenilen entrylerin arasindan ilgi cekenlerin koyuldugu bir yermis.

  • basitçe açmak gerekirse:

    - kur farkı iki paranın piyasadaki arz ve talebine göre şekillenir. mesela şu an dolara ihtiyaç var ama dolar az (dolarını daha önce türkiye'de tutan insanlar alıp başka ülkeye yatırıyor ve bankaların dolar rezervleri düşüyor), ancak türk lirası daha fazla. ancak dolara ihtiyaç var bu sebeple dolar gittikçe yükseliyor.
    dolara ihtiyaç var; çünkü özel sektör bazında son 10 senede dolar cinsinden en çok borçlanan ikinci ülke türkiye (çin'in ardından). açıklaması: #64111148

    - ülkenize dolar sokmanın yollarından biri yatırılan paraya yüksek faiz vermeniz (ki adam gelip doları getirsin, tl'ye çevirsin ve faize koysun, vade bittikten sonra geri çevirip alsın gitsin-faiz ödüyorsunuz bu durumda),
    diğeri yabancıların ülkenin politik durumunu sağlam görüp özel sektöre yatırım yapmaları (uzun vadeli, kalıcı para, iyi olanı bu; ancak türkiye çalkalandığı için güvensiz bir ülke ve kaçıyorlar),
    son olarak da ve en önemlisi sizin bir şeyler üretmeniz, ve ihracat yapıp ülkeye dolar kazandırmanız. (bu yoksa her şey nafile, ve bizde bu yok.)

    - sabit kur demek; bir ülkenin merkez bankası'nın piyasadaki dolar (döviz) miktarı ile oynayarak yerel para birimi ile döviz arasındaki kur farkını sabit tutmaya çalışmasıdır. (aslında herhangi bir para birimine karşı yapılabilir, ancak dünyadaki geçerli rezerv para birimlerinden en çok işlev gören dolar olduğundan dolar dedim.)

    velhasıl kelam; türkiye'nin kur farkını düşürmesi için piyasaya dolar sürmesi lazım ama bu rezervleri etkileyecektir. sizin (yani merkez bankanızın) piyasaya sürekli dolar vermesi, dolar rezervlerinizi eritecektir ve bu tehlikeli seviyelere geldiğinde ülkenin hiçbir b planı kalmaz, yüksek faizli borç verecek dış kurumların kucağına düşersiniz (merhaba kriz diyebiliriz buna).
    aslında bu bir asırdır olan bir şey. (bkz: kur savaşları)
    devalüasyonlar, yani tam tersi olarak kurun kasten değerini düşürmeler ülkelerin yaptıkları uygulamalar.

    mesela bizim tam tersimiz durumda olan çin halk cumhuriyeti:
    o kadar yüksek ihracat yapıyor ki, ülkeye o kadar dolar giriyor ki merkez bankası dünyanın en büyük dolar rezervine sahip merkez bankasıdır.
    çin, ihracattaki fiyat avantajını korumak için ülkesine dolar girdikçe yükselmesi gereken yuan'ı, maliyetleri (işçilik+faaliyet) artırıp ihracat avantajını düşürmemesi için sürekli devalüe ediyor. yani piyasadan dolar çekip sürekli dolar alıyor. bu şekilde git gide dolar rezervleri devasa büyüdü. (direkt güzel bir şey diyemeyiz, hepsinin artıları ve eksileri var.)

    fark: onların sabit kur amacı kendi para birimlerini düşük tutmak. bizim amaçlama ihtimalimiz ise para birimimizin değerini yükseltmek. eğer çin bir gün türkiye gibi üretmeyen, sürekli gereksiz, bir daha gelir getirmeyecek (hatta gider getirecek) ama oy kazandıracak harcamalar (köprü, yol) yaparsa bizim durumumuza düşebilir. ve o zaman merkez bankaları devasa döviz rezervleri ile piyasaya dolar verip kurlarını yükseltebilir. ancak atalarımızın bir lafı var biliyorsunuz: hazıra dağ dayanmaz.

    ama çin neden bizim yaptığımızı yapsın?
    çin üretiyor, çin ürettiği için parasının değerinin yükselmesini istemiyor. maliyetleri düşük olarak sürekli üretip satmak istiyor. bu avantajı korumak istiyor. piyasaya döviz vermez, döviz toplarlar. topluyorlar da. ancak bunun da dezavantajları var. 2016 başında yaşanan borsa krizi çin merkez bankasının bu kadar çok kurla oynamasından kaynaklandı diyebiliriz. sabit kur uygulamak, acil durumlar haricinde sürekli piyasaya müdahale etmek yabancı yatırımcıyı rahatsız eder ve ülkeden kaçırır. bu da borsa düşüşüne, yatırımların kaçmasına sebep olabilir.

    tüm bu sebeplerle sabit kur çin gibi ne yaptığını bilen bir ülke için bile tehlikelidir ve çin bu sebeple bu politikasını biraz daha terk etmeye, biraz daha sosyal harcamaları artıran (çin'de ilk defa 2015'te hizmet sektörü gdp'nin 50%'sine ulaştı), haliyle sırf üretim odaklı olmayan bir ülke haline gelmeye başladılar. (bunun altında ekonomik haricinde birçok sosyolojik sebep de yatıyor ama konu şu an bu değil.) -bu tabii bir anda alınan bir karar değil, senelerdir süren ve uzun yıllar da sürecek bir politika-
    ancak türkiye gibi üretmeyen, hiçbir b planı olmayan, vizyonsuz kişiler tarafından politikaları belirlenen bir ülkenin böyle don kişotluklara girişmesi ülke için çok tehlikeli. ancak günü kurtarmayı ve kısa vadede gerçekleşmesi beklenen (oy alınması gereken) politik amaçları gerçekleştirmeyi bekleyen birilerinin gerçekleştireceği bir uygulama olabilir. (ne hükümetin, ne de ona bağlı merkez bankasının (n.ş.a.'da bağımsız olması gereken) böyle bir işe girişeceğini hiç zannetmiyorum, onu da belirteyim.)

    üretmeyen, üretim yerine din işleri bakanlığına (diyanet) para ayıran, arge yerine eğitime diye ülke ekonomisine sıfır katkısı olan ve katma değerli üretim için vazgeçilmez olan yaratıcılığı öldüren dini eğitime yüksek bütçe ayıran bir ülke ne yaparsa yapsın hep pamuk ipliğine bağlı bir ekonomiye sahip olacaktır. ancak sonra finans varyasyonları denenebilir.

    edit: yazım hataları.

  • mimari ve sosyoloji/psikoloji üzerine yaptığım uzun okumalar sonucu ulaştığım kanaat. üstelik yalnızca sosyolojik ve psikolojik açıdan değil; deprem gibi afetlere karşı da müstakil bahçeli evler diğerlerine göre daha güvenli.

  • ecevit'in malum fotoğrafını yıllarca kullandı bir güruh. şimdi aynısı başlarına geldi acaba halden anlayacaklar da, bir anlık görüntü üzerinden siyaset yapmanın ne kadar haksızlık olacağını anlayacaklar mı?

    hayır.

  • ulan getir firması şuradan edeceğin 3-5 kuruş kar için şu palyaçoluğa gerek var mı ya?

    böyle zavallıca şeylere yılbaşı paketi falan yazılınca gerçekten içim burkuluyor. yeni yıla çizi kemirerek giren biri canlanıyor kafamda.

  • seçmenini çok iyi tanıdığı için açıklamayı yaparken "türkiye'nin bazı assetlerini satacağız" demiş. nasıl olsa seçmeni asset kelimesini anlamıyor ya. ülkenin varlıklarını satacağım yani izmir alsancak limanı, botaş, turkcell, thy ve saire dese kendi tabanı bile anlar çünkü. bilmedikleri kelimeleri seçip kullanıyor, sonra da diyor ki "botaş'ı satacak diyorlar yok ne alakası var biz neyin satılacağını biliriz" sanki botaş asset değilmiş gibi, yani asset derken böyle kurumlardan söz etmiyorum başka şeyler yaaaa satılacak olanlar dert etmeyin mesajı veriyor. tabanı da bunu yiyor. sen kalkıp varlık fonundaki kurumları satacak bu adam dediğinde de seçmeni sana çemkiriyor niye iftira atıyorsun diyor. vallahi yıldım ya.

  • bu akşam itibariyle, bu arkadaşı istifa ettiremeyen millet, başına gelecek her felaketin 1. dereceden hakkedilmiş olduğunu anlasın.

    açık açık, hatay'ı akpye vermediniz yani bize vermediniz, o yüzden sürünüyorsunuz demiş. onursuz insanlarda alkışlamış.

    benim gibi erdoğandan nefret eden biri için bile son noktadır bu akşam söyledikleri, açık net şekilde, korkunç kötü bir insan, bunun yolunda gidenlerde aynı kötülüktedir gözümde artık.